hayata dair her şey..

hayata dair her şey..


6 Kasım 2013 Çarşamba







Yaprakların dökülmesi bir son değil ki..
Asıl şimdi başlıyor görevleri..
Sarıya boyayacaklar, 
Hem sonbaharı,
Hem gündüzü,
Hem de geceyi..

Funda Dikmen












5 Kasım 2013 Salı






BEN SANA AŞIK OLDUM

Bana ilk defa sarıldığın günü anımsadım,
Gece miydi??
Ya da ben öyle olsun istediğimden..
Kilitledim gözlerimi gözlerinin zindanlarına,
Anahtarını;
Yüreğinin dipsiz kuyularına attım..
Sen doldura dur sevgi kadehlerini peş peşe,
Sarhoş muyum??
Ben içtikçe sevgiden, günüm sarhoş gecem sarhoş..
Dudakların bassın mührünü ellerime, tenime,
Küçük bir buse hatırlanır, şarap tadında nahoş...
Kokun mu??
Sen kokuyorsun, bana özel burcu burcu,
Ben seni öyle sevdim bir tanem, müebbetim,
Müebbet, olamam gönlünden taburcu...
HASRET oldu adım, yanında sevgiler,
Topladıkça sepet sepet..
Ben sana aşık oldum bir tanem,
Bulamadım ne bir neden ne bir sebep...
Bu ilk değil son olacak kara sevdam,
Ömrümün kalanı sanadır sana "SON SEVDAM"


Dağlar Kızı Reyhan




********************************************************************




ALİCE HARİKALAR DİYARINDA

    Niye böyle bir başlık attım... Hayatımda çok değer verdiğim, hepinizin yazılarımdan da gıyaben tanıdığınız, komşudan öte benim canım manevi ablam ENGİN ABLA' yı, hikayede ki ALİCE'e çok benzetiyorum. Onunla birlikte yaşamak, inanın her günümüzü bir maceraya dönüştürüyor. Ne kadar samimi olursak olalım, yine de kendisinden izin alarak siz sevgili dostlarımla paylaşıyorum anılarımızı.
    Hepiniz hatırlıyorsunuzdur "ALİCE HARİKALAR DİYARINDA" çocuklarımızın en çok severek okuduğu resimli hikaye kitabıydı. Sadece çocuklarımız mı? Kendi adıma söyleyeyim ben çok severdim :)) Bir çoğunuzunda öyle olduğuna inanıyorum.
    Yıllar öncesinde hikayelerde yaşayan ALİCE; yıllar yıllar sonrasında ENGİN ABLA olarak dünyaya gelmiş, iyi ki de gelmiş... Bu yazımı sahurdan sonra balkonda yazıyorum, canım komşumun öksürüğünü duyuyorum; reflüsü var da yemek yeyip yatınca öksürük yapıyor. Kıyamam ona, onu çok seviyorum.
    Ramazandan önce, biricik ablam RUHİŞ, ENGİN abla ve ben DAĞLAR KIZI otele gittik, havuza giriyoruz. Biliyorsunuz havuzların bir tarafı sığ, diğer tarafı derindir. Havuzda o gün çok kalabalık, deniz dalgalı olduğunda herkes havuza hücum ediyor. Sığ tarafta su topu maçı var, su kaydırakları da o tarafta (bu ara da saat 05:44, hava aydınlandı, kuşların ötüşü harika)... 

    Ben önce girdim ki biraz müsaade etsinler de bizim iki sultan rahat geçsinler oradan diye animatör kız NADYA ile konuşuyorum. İnanın iki saniye bile geçmedi bağrışmalara kafamı bir çevirdim bizim ALİCE'i suyun içinden çıkarıyorlar. Başında volanlı şapkası; tabii ıslandığı için, o "ayna ayna var mı? bu dünya da benden güzel" diyen havası sönmüş. Günlük hayatında yeni gözlüğünü havuza girerken ise eskisini takar :)) Eski gözlüğünün arkasında korku dolu bakışlarla bakan gözlerini gördüm benim canım komşumun.
    Hani kaş göz arasında denir ya aynen öyle oldu. Ben şaşırmış vaziyette düşünüyorum ne ara oldu bütün bunlar... Hemen yanlarına koştum, ne oldu? dedim. Biraz kendisine geldikten sonra Engin abla olayı önce kısaca bir özetledi, "Ah komşucuğum GİTTİİİİM GELDİM" ben aptallaşmış vaziyette nasıl olsa Engin abla sağ salim diye şükrederek,  Ruhiş'i arıyorum neyse o da iyi ama kulağına su kaçmış söylenip duruyor. İkisi de; çok özür dileyerek ISLANMIŞ SIÇANA dönmüş :))))
    Bire bir görmenizi çok isterdim, bunlar iki yay burçları olarak neredeyse havuza kimseyi sokmayacaklar. Şu anda yazarken bile çok gülüyorum :))) Kimseyi havuza atlattırmıyorlar, yok o su sıçrattı, yok o su sıktı :)) Su sıkıyorlar diye çocukların elindeki su tabancalarını alıyorlar. Engin abla" kulağıma su kaççek sıkmasanız ya".. Ruhiş de"gidin bakayım biraz ileride oynayın" diye havuz da terör estiriyorlar :)) Yakında otelde kimse kalmayacak hatta bu iki yay burcunun yüzünden iflas bayrağını çekecek (Allah korusun)...

    Ben biraz yüzeceğim diyerek uzaklaşıyorum ki beraber olduğumuzu anlamasınlar diye, artık bütün bu olaylardan sonra herkes bizi tanıdı. Allah'tan müşteriler değişiyor, yenileri tanıyana kadar zaman kazanıyoruz. Ramazanda gitmediğimiz için, eski müşterilerden kalanlar olduysa rahat rahat atlayıp zıplıyorlardır.
    Sıcağı sıcağına "GİTTİİİİİM GELDİM" diye kısaca özetleyen Engin abla daha sonra günlerce dinleyeceğimiz, belki bir gün roman olarak yazabileceğim uzunlukta yaşanan olayın aslını ön söz olarak sizlere aktarayım. ALİCE ve RUHİŞ tam kaydırakların oradan geçerlerken arka arkaya kayan çocukların akıbetine uğramışlar. Sanki açık denizde köpek balığının saldırısına uğramış gibi "ayaklarımdan bir şey bana çarptı, gerisini hatırlamıyorum" diyen komşuma BEYAZ IŞIĞI gördün mü? diye sordum. Cevap "beyaz ışığa benzer bir şey gördüm" hani pek emin de değil :))))
    Geçirdiğimiz bunca olaydan sonra akşam üzeri benim de katıldığım RUMBA dansı herkesi keyiflendirdi. El çırparak eşlik eden ve beni çok sevdiği için ne yapsam beğenen Engin abla"en güzel sen yaptın sarı kuşum" diyerek beni onore etti . Ruhiş resmimizi çekmiş, gördüğünüz gibi her şeyimi sizlerle de paylaşıyorum sevgili dostlarım. ALİCE HARİKALAR DİYARINDA, başka bir hikayede buluşmak dileğiyle sizlere şimdilik hoşça kalın, sevgiyle kalın diyorum. Umarım yüzünüzde bir tebessümün nedeni de ben olmuşumdur.


DAĞLAR KIZI REYHAN














4 Kasım 2013 Pazartesi

Damak Tadı..




11.09.2013

*BU TARİF CANIM ARKADAŞIM ZUHAL VAROL'DAN*

FINDIKLI KURABİYE

GEREKLİ MALZEMELER :
  • 200 gr. fındık
  • 1 paket margarin
  • 1 tatlı kaşığı sıvı yağ
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 tatlı kaşığı pudra şekeri
  • un
ÜZERİ İÇİN:
  • 3 yemek kaşığı pudra şekeri
  • 3 yemek kaşığı toz şeker
  • 1 yemek kaşığı tarçın
YAPILIŞI : Önce fındıkları rondodan geçirip toz haline getirelim. Daha sonra bir kabın içinde tüm malzemeleri karıştırıp yoğuralım. Yuvarladığımız kurabiyeleri 180 derecede 20 dakika pişirelim. Çıktıktan 5 dakika sonra kurabiyeleri; pudra şekeri, toz şeker ve tarçından oluşan karışıma bulayın. Afiyet olsun..




*********************************************************************





11.07.2013

*BU TARİF CANIM ARKADAŞIM DENİZ YAZICI'DAN*

YOĞURTLU PATLICAN SALATASI

GEREKLİ MALZEMELER :
  • 5 adet çekirdeksiz patlıcan
  • 5 diş sarımsak (damak tadına göre değişir)
  • yoğurt
YAPILIŞI : Önce patlıcanları közleyelim. Daha sonra kabuklarını soyup küp küp doğrayalım. Bir kabın içinde yoğurdu karıştırıp içine tuz ve dövülmüş sarımsakları ekleyelim. İçine patlıcanları da ekleyip servise hazırlayalım. Patates salatasıyla çok iyi ikili oluyorlar. Afiyet olsun..














































*******************************************************************



10.07.2013

*BU TARİF CANIM ARKADAŞIM DENİZ YAZICI'DAN*

TUZLU KURUPASTA

GEREKLİ MALZEMELER :
  • 1 paket margarin (oda sıcaklığında bekletilmiş olacak)
  • 2 yemek kaşığı salça
  • 2 yemek kaşığı yoğurt
  • 1 yumurta
  • 5 su bardağı un
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 tatlı kaşığı tuz
  • üzeri için yumurta sarısı ve çörek otu
YAPILIŞI : Bir kabın içine önce margarin, yumurta, yoğurt ve salçayı alıp karıştıralım. Daha sonra un, tuz ve kabartma tozunu ekleyip yoğuralım. Hamuru merdaneyle açıp kalıpla şekil verelim. Üzerlerine yumurta sarısı sürüp çörek otuyla süsleyelim. Ortalama 180 derecede pişirelim. Afiyet olsun..
Canım arkadaşım Denizciğim benim için kelebek şeklinde yapmış :)



*****************************************************************




06.07.2013

*BU TARİF CANIM ARKADAŞIM ZUHAL VAROL'DAN*

 KURUPASTA

GEREKLİ MALZEMELER :
  • 175 gr. margarin (oda sıcaklığında bekletilmiş olacak)
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 çay bardağı süt
  • 2 çorba kaşığı yoğurt
  • 2 çorba kaşığı şeker
  • 4 su bardağı un (kurabiye hamuru kıvamında olacak)
  • 1 çay kaşığı tuz
  • 1 çay kaşığı mahlep
  • 1 tatlı kaşığı sirke
  • 1 yumurta sarısı
YAPILIŞI :Bütün malzemeleri bir kabın içine alıp yoğuralım. Kurabiye hamuru kıvamına gelince değişik kalıplarla şekil verelim. Fırında 150 derecede pembeleşinceye kadar pişirelim. Afiyet olsun..