BUGÜN BABAMIN DOĞUMGÜNÜ..
SENSİZ GEÇEN İKİNCİ DOĞUMGÜNÜN BABACIĞIM..
SENİ ÇOK ÖZLEDİK..
Baba..
Bu kapıdan çıkışını hatırlıyorum..
Dört kişi omuzlarına aldı seni..
Sen çıktın soğudu içersi..
Ev sallandı sonra,
... Hani sen direktin ya...
Gittin, yıkıldı sanki tavan başıma...
Baba..
Çok şey değişti sen gittikten sonra. Ayaklarım büyüdü yavaş yavaş.
Ellerim korkar oldu güvercinlerden. O cesur kız gitti seninle beraber, bambaşka bir kız oluverdim ben..
Düştüğümde kalkmayı öğrendim sonra.. Acıyan yarama tuz basıp susmayı.. Bütün mahalleyi inletmek yerine çığlıklarımla, başıma yastık basıp hıçkırmayı.. Özlemimi koyup yüreğime, güçlü olmayı..
Masallar anlatırdın bana geceleri. Peri kızlarından bahsederdin sen hep. Bende hep inatlaşırdım seninle yok diye. Sen ısrar ederdin var derdin.
Yoksa sen nesin derdin.. Gülümserdin bana büyük büyük gözlerinle..
Şimdi peri kızlarını avutuyorum masallarla.. Babam yaşıyor diye..
Sen gittikten sonra önce bir günün kaç saat olduğunu öğrendim.
Sonra bir saatin kaç dakika ve bir dakikanın kaç saniye olduğunu.. Ölümünde doğum kadar doğal olduğunu..
Geçmezken günler, ömrün nasıl geçtiğini..
Oysa biz beraber başlamamış mıydık bu binaya..
Beraber atmamış mıydık temellerini. Beraber bitirmeyecek miydik..
Sen gittin duvarların altında kaldı çocukluğum. Atladım ölüm gibi bir büyüklüğe..
Dört kişi omuzlarına aldı seni..
Çıktığın hiç bir seyahata benzemiyordu bu.
Ne dönüşte bana oyuncaklar getirecektin, ne şekerler..
Sen gittin, yalnızlık doluştu içeri.
Önce ellerim uyuştu, sonra bir kırbaç gibi vücuduma dokundu.
Bağıramadım arkandan, ağlayamadım..
Gözpınarlarım kurudu birden bire.. Ben sadece bakakaldım..
Uyudum-büyüdüm oldu hep..
Ama ben hep senin arkandan bakakalan ufak kızın.. Yıllar geçti bak hala kuru gözpınarlarım..
Baba..
Bu kapıdan çıkışını hatırlıyorum..
Ben senin hala ufak kızın..
Elimde aldığın oyuncak
Seni bekliyorum,
Seni özlüyorum..
Alıntıdır..
Ben yazmadım ama duygularıma tercüman olduğu için bu yazıyı seçtim..
Sevgilerimle