hayata dair her şey..

hayata dair her şey..


13 Ekim 2012 Cumartesi

Haftasonu Eğlencesi..




      Herkese Merhaba,

      Hiç günlerin karakter analizini yapmayı düşündünüz mü? Lütfen saçma demeyin, ben düşündüm çünkü.Çok keyifli oluyor.Bugün size günlerin bana hissettirdiklerini yazdım.Mesela haftanın günlerini büyük bir aile gibi düşünün.Bakın şöyle..
      Pazartesi ; ailenin ilk çocuğu,ilk gözağrısı ve de ilk erkek çocuğu.Bu yüzden en iyi okullarda okutulmuş her istediği yapılmış.Herkese tepeden bakan,şımarık,bencil bir karakter. "Beni kimse sevmek zorunda değil; zaten bende sizi sevmiyorum"  diyebilecek kadar da ukala.
      Salı ; ailenin ikinci erkek çocuğu.Abisinin gölgesinde kalmış ve biraz ezilmiş.Abisinin eskileri ile büyümüş,her istediği alınmamış ve malesef okuyamamış.Beceriksiz,sessiz sakin ve silik bir karakter."Beni kimse sevmiyor"diye üzülebilecek kadar da hassas.
      Çarşamba ; ailenin üçüncü erkek çocuğu.Küçüklüğünden beri bir savaşçı gibi yetiştirilmiş.Cesur,kendinden emin,güçlü bir karakter.Okumuş kariyer yapmış ve çok başarılı olmuş.Çalışkan ve hırslı ama "Ben ailemin sayesinde başardım" diyebilecek kadar da mütevazi.
      Perşembe ; ailenin dördüncü ve de ilk kız çocuğu.Bu yüzden bir prenses gibi büyütülmüş.Üzerine titrenmiş,bir dediği iki yapılmamış. Nazlı, çıtkırıldım ve çok hassas bir karakter."Ben ailem olmadan yaşayamam" diyebilecek kadar da özgüvensiz.
      Cuma ; ailenin beşinci erkek çocuğu.Babasının işini erken yaşta devralmış ve işi büyütüp,geliştirmiş başarılı olmuş.Namazında niyazında, iyi bir aile babası,müşfik,çalışkan,mülayim bir karakter.Ama "Bu işi buralara getiren benim,daha da ileriye götüreceğim"diyecek kadar da hırslı.
      Cumartesi ; ailenin altıncı ve ikinci kız çocuğu.Ablası gibi çıtkırıldım değil.Aksine evin her işini halleden,annesine yardımcı olan,ailenin bütün yükünü sırtlanmış güçlü bir kız. Ama herşeye koşturmaktan okuyamamış, istediklerini yapmaya fırsat bulamamış,özlemleri olan bir karakter. Ama "Ben böyle mutluyum ailem için herşeyi yine olsa yine yaparım" diyebilecek kadar da fedakar.
     Pazar ; ailenin yedinci ve son erkek çocuğu.Tam bir playboy. Gezmeyi, eğlenmeyi,para harcamayı,güzel giyinmeyi seven bir genç.Sürekli tatil modunda olan tembel,yaşamayı seven,keyfine düşkün bir karakter."Şu üç günlük dünyada çalışıp ne yapacaksın eğlenmene bak"diyebilecek kadar da sorumsuz.

     Herkese iyi haftasonları diliyorum..

     Sevgilerimle,
  Funda Dikmen        








                                                                                    BAKIŞ AÇISI
                                                                                   
                                                                         Kendi çektiğim fotoğraflarım




12 Ekim 2012 Cuma



   
    


    Merhaba Dostlarım,

Bugün "Nostalji Rüzgarı" köşemiz yayın hayatına başlamış bulunmaktadır. Bu köşede, Reyhan Tolga Poşpoş yazılarıyla her cuma sizlerle buluşacak.
Tadı damağınızda kalacak ve cuma günlerini sabırsızlıkla bekleyeceksiniz.
Hepinize keyifli dakikalar diliyorum.
     
      Sizler için bir başka köşe daha hazırladım.Birbirinden lezzetli yemek tariflerinin bulunduğu "Damak Tadı" köşemiz.
Bugünkü ilk tarifimiz canım dostum Lale Akırmak Şentürk'ten. Katkılarından dolayı Lale'ye çok teşekkür ediyorum. Afiyet olsun..

 

Sevgilerimle,
Funda dikmen



DAMAK TADI

LALE'NİN POĞAÇASI

GEREKLİ MALZEMELER :
  • 1 çay bardağı ılık süt
  • 1 paket kuru maya
  • 1 tepeleme yemek kaşığı toz şeker
  • 1 yumurtanın tamamı
  • yarım çay bardağı sıvı yağ
  • yarım paket oda sıcaklığında margarin
  • 1 tepeleme çay kaşığı tuz
  • alabildiğince un
ÜZERİ İÇİN : 1 yumurta sarısı

YAPILIŞI: maya toz şeker ve süt eritilir üzerine 1 yumurta sıvıyağ ve tuz ilave edilir çok az un ile karıştırılarak margarin katılır yavaş yavaş un takviyesiyle kulak memesinden daha yumuşak bir hamur elde edilip yarım saat mayalanmaya bırakılır cevizden büyük toplar yapıp üzerine parmakla bastırılır en son yumurta sarısı sürüp çatalla çizilir 175 derecede 20 dakika pişirilip afiyetle yenir.

PÜF NOKTASI : un yavaş yavaş ilave edilir birde sıcakken tüketilir gerçek adı pastane poğaçası'dır.


                                                                                                                  BAKIŞ AÇISI

                                                                                                   Kendi çektiğim fotoğraflarım..



  
     

11 Ekim 2012 Perşembe

Sevdiklerime..

       


     Hayatımızın her döneminde bizi baskı altında tutan,üzen ve yıpratan zorluklarla karşılaşırız.Kendimizi çaresiz hissettiğimiz, umutsuzluğa kapıldığımız anlar olur. Biz bu durumdayken sanki her şey aleyhimize çalışır. Saat her zamankinden daha yavaş ilerler, herkes ve her şey bize karşıymış gibi gelir. İnsan öyle karamsar olur ki tünelin sonundaki ışığı bile göremez.Sanki bizim için hiç bir çıkış yolu yoktur.O anda yalnız bizim sıkıntımız olduğunu düşünür, diğer insanların mutlu mesut yaşadığını zannederiz.
     İşte böyle zamanlarda kendimizi güvende hissedebileceğimiz, başımızı omzuna yaslayabileceğimiz, bizi bulunduğumuz kuyudan çekip çıkaracak bir dost eline ihtiyaç duyarız.Bu kimi zaman eşimiz, kimi zaman ailemiz, kimi zaman dostumuz olur. Bize; tünel çok karanlık bile olsa sonunda mutlaka bir ışık olduğunu gösterirler. Biz yolumuzu kaybetmiş bile olsak tekrardan bulmamızı sağlarlar. Onlar iyiki hayatımızdalar. Uzattıkları eli tutalım ve hiç bırakmayalım. Bırakın sevgileri içimizi ısıtsın, varlıkları güç versin. Bırakın yolumuzu aydınlatsınlar.
     Ben, sevdiklerime iyiki varsınız diyorum ve sizi çok seviyorum..



    Sevgilerimle,
  Funda Dikmen







ÖZLÜ SÖZLER

''Sana ışık tutanlara sırtını dönersen,
göreceğin tek şey kendi karanlığındır...''



                                                                                                   BAKIŞ AÇISI
                                                                                      Kendi çektiğim
                                                                                       fotoğraflarım..

















10 Ekim 2012 Çarşamba





   Herkese Merhaba,

   Öncelikle şunu belirtmeliyim ki çok heyecanlıyım.Bu benim ilk yazım. Kendimi yazıyla daha iyi ifade edebileceğimi düşündüğüm için blog kurup yazmaya başladım.Yazıyla kendini ifade etme güdüsü insanın varoluşuyla başlar.Yaşadıkça gelişir ve insanı sonsuza taşır.Yazmak hem zordur hem kolaydır,ama çok güzeldir.Kelimelerin gücünü çok önemsiyorum. İnsanlara yazıyla ulaşmak küçük bir dokunuş gibidir ama etkisi çok büyüktür.İşte bunu seviyorum ve yazılarımla herkese dokunabilmeği istiyorum.
   Buradan hergün sizlere ulaşmayı umuyorum.Sayfamda;kendi yazdığım küçük dokunuşlar dediğim yazılarım olacak.Hayata dair,bize dair her şeyi yazmaya çalışacağım.Duygu ve düşüncelerimi, hayallerimi, beni etkileyen  şeyleri sizlerle paylaşacağım.Eşim Zeki Dikmen kendi yazdığı hikayelerle her pazar "Pazar Dokunuşu" köşesiyle sizlerle olacak.Teyzem Reyhan Poşpoş her cuma "Nostalji Rüzgarı" köşesinde yazdığı yazılarıyla bizi eski günlere götürecek. Güncel konulardan, kitaplardan, filmlerden, şarkılardan bahsedeceğim. Ayrıca kendi çektiğim fotoğraflar sayfamı süsleyecek. Bütün bunların yanı sıra özlü sözler,şiirler,küçük hikayeler,yemek tarifleri,püf noktaları ve daha birçok şeyi burada bulabileceksiniz.

  Sevgilerimle,
Funda Dikmen



ÖZLÜ SÖZLER

Hiç gitmeyecekmiş gibi sevenler,
Hiç sevmemiş gibi gittiler..

                         Edip Cansever
 
                                                                                             BAKIŞ AÇISI
 
Kendi çektiğim fotoğrafları sizin
                                                                           beğeninize sunuyorum..