hayata dair her şey..

hayata dair her şey..


17 Ağustos 2013 Cumartesi




    O gün içimde anlam veremediğim bir sıkıntı vardı. Sürekli ağlamak istiyordum. Mutsuzdum ve sebebini bilmiyordum. Bu ruh haliyle günüm çok kötü geçmişti. Annem bana "keyfin yok isterseniz eve gitmeyin bizde kalın" dedi. O gece Avcılar'a evimize gitmedik Bakırköy'de annemlerde kaldık. Ama gece sıkıntım hala devam ediyordu ve uyuyamıyordum. Bir ara dalmışım. Saat 02:50 de yine şiddetli bir iç sıkıntısıyla uyandım. Yattığım yerden gökyüzüne baktım ve inanamadım. Hayatım boyunca o rengi unutamam. Açık kahverengiydi. Çok şaşırmıştım; gökyüzü neden mavi değildi, neden hala içim sıkılıyordu? Bunları düşünürken korkunç bir uğultu ile birlikte sallanmaya başladık. Sarsıntı şiddetini arttırdı. İstem dışı bağırıyordum engel olamıyordum kendime. Eşim yanımdaydı hemen bana sarıldı "korkma" dedi. Diğer odadan annemler geldi. Depremin uğultusu, eşyaların sarsılma sesi ve annemle babamın korkmayın kapıya gelin sesleri birbirine karışıyordu. Bana saatlerce sürmüş gibi gelen deprem 45 saniye sonra durdu.
    Hemen aşağıya indik. Herkes sokaklarda korku içinde koşuşturuyordu. O sırada gökyüzüne baktım yıldızlar her zamankinden çok daha büyük ve yakındılar. Sanki gökyüzü aşağıya inmişti. Ürkütücüydü.
    Anneannemlerin evi yakındı hep beraber oraya gittik. Onlarda aşağıya inmişti ve dayımlarda oraya gelmişti. Bizi görünce ağlamaya başladılar. Engel olamıyorduk kendimize, hepimiz birbirimize sarıldık ve ağladık.
    Kimse birşey bilmiyordu. İnsanlar merak ve korku içinde birbirlerine soru soruyor ne olduğunu anlamaya çalışıyorlardı. Radyodan depremin merkez üssünü ve şiddetini öğrendik. Birçok yerde yıkım olduğunu ve Avcılar'ın bunlardan biri olduğunu duyduk. Hepimizin kafasında aynı soru belirdi. O akşam biz eve gitmiş olsaydık eğer.. Düşünmek bile istemiyorduk.
    Tam bir hafta boyunca evlerimize giremedik parklarda ve okul bahçelerinde kaldık. Biz ancak on gün sonra kendi evimize bakmaya Avcılar'a gidebildik. Yol boyunca evlerin çoğu yıkılmıştı. Enkazlar duruyordu ve her enkazda kurtarma çalışmaları devam ediyordu. Biz eve geldik yıkılmamıştı ama çevresinde yıkılan evler vardı. Hiç bir zaman unutulmayacak görüntülerdi. Çok etkilenmiştik. Ben sürekli ağlıyordum. Bir daha evimizde kalamadık ve ordan taşındık.
    Çok kötü günlerdi. Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet geride kalan yakınlarına sabır diliyorum. Allah korusun inşallah bir daha hiç birimiz bunları yaşamayalım.

Funda Dikmen




    





16 Ağustos 2013 Cuma




YALNIZLIK

Kimsenin erişemeyeceği kadar uzakta
Bir başına,
Sessizce üşümektir yalnızlık..
Yüreğin yanarken
Gözyaşlarını içine akıtmaktır yalnızlık..
O duymasa da sevdiğini haykırmak ve
Karanlıkta adını fısıldamaktır yalnızlık..
Ellerine dokunamamak,
Gözlerinde kendini görememektir yalnızlık..
Senden uzakta 
Ya da seninle birlikte,
Sana hasret yaşamaktır yalnızlık.. 

Funda DİKMEN









15 Ağustos 2013 Perşembe

Şiir Köşesi..





01.08.2013

MEMNUNİYET

Benden zarar gelmez
Kovanındaki arıya
Yuvasındaki kuşa;
Ben kendi halimde yaşarım
Şapkamın altında.
Sebepsiz gülüşüm caddelerde
Memnuniyetimden;
Ve bu çılgınlık delicesine
İçimden geliyor.
Dilsiz değilim susamam
Öyle ölüler gibi
Bu güzel dünyanın ortasında..


RÜŞTÜ ONUR 


 
***********************************************************************



21.07.2013

KALDIM

Seni düşlerime aldım,
Uykusuz kaldım.
Seni uykularıma aldım,
Düşsüz kaldım.
Başıma aldım, sensiz;
Gönlüme aldım, başsız,
Sensiz, yollarda pulsuz,
Pullarda mektupsuz kaldım.
Sana adlar aradım..
Ardında adsız kaldım.

ÖZDEMİR ASAF




***********************************************************************



16.07.2013

İSTİYORUM

Rüzgar mı dedim...
İsterim ki saçların dağılsın.
Gece mi dedim...
Hemen düşüncelere dalmalısın.

Aşk der demez
Kalbin hızlı çarpmalı.
Sabah, dememe kalmadan
Uyanmalısın.


ÖZDEMİR ASAF




********************************************************************



12.07.2013

HÜZNÜN KUŞLARI

Ben bütün hüzünleri denemişim kendimde
Canımla besliyorum şu hüznün kuşlarını
Bir bir denemişim bütün kelimeleri
Yeni sözler buldum seni görmeyeli


Kuliste yarasını saran soytarı gibi
Seni görmeyeli
Kasketim eğip üstüne acılarımın
Sen yüzüne sürgün olduğum kadın
Kardeşim olan gözlerini unutmadım
Çık gel bir kez daha beni bozguna uğrat


Sen tutar kendini incecik sevdirirdin
Bir umuttum bir misillemeydin yalnızlığa
Şanssızım diyemem kendi payıma
Hain bir aşk bu kökü dışarda
Olur böyle şeyler ara sıra
Olur ara sıra...


Cemal SÜREYA