hayata dair her şey..

hayata dair her şey..


18 Mayıs 2013 Cumartesi

Dünden Bugüne..


05.12.2012
TAJ MAHAL – 2

    Önceki yazımda Cihan Şah ile Mümtaz Mahal’ in efsanevi aşkından ve bu aşkın görkemli ve aynı zamanda da romantik anıtı Taj Mahal’den bahsetmiştim.
AŞK MAHAL
    Bu yazımda ise, mimari olarak muhteşem bir yapı olan Taj Mahal' in yapılışı ile ilgili enteresan ayrıntılardan bahsetmek istiyorum.
    Bu eşsiz eserin yapımına 1632 yılında başlanmış ve 20 yıl süren inşasının ardından 1652 yılında tamamlanmıştır. Mimarları Mehmet İsa ve Mehmet İsmail efendiler, Mimar Sinan’ın öğrencilerindendir ve bu eserin yapımı için Cihan Şah tarafından İstanbul’ dan davet edilmişlerdir. Mimarlarla davet edilen Hattat Serdar Efendi ise yapıda ki yazıları yazmıştır.
Taj Mahal Türk-İslam mimarisinin en güzide eserlerinden birisidir.
    Taj Mahal’ in yapımında, ender bulunan, parlak, ince mavi damarlı beyaz mermer kullanılmıştır. Yerden 82 metre yükseklikteki kubbede aynı mermerden yapılmış ve 1648 yılında tamamlanmıştır. Kubbenin üzerindeki alem, altın kaplamalıdır. Yapının dört köşesine yerleştirilen dört minare de, yine aynı beyaz mermerden yapılmıştır. Hattat Serdar Efendi tarafından yazılan Yasin-i Şerifin tamamı, anıtın dört yanına yerleştirilmiştir.
    Anıtmezarın yapımında, ustaların yanı sıra 20 bin işçinin çalıştığı söylenir. 1643 de türbe, 1649 da çevresindeki avlu ile yapılar ve nihayet 1652 de Taj Mahal bütünüyle tamamlanır.
    Yamuna ırmağının kıyısında, 305 x 580 metre ölçülerinde, dikdörtgen bir avlunun ortasına inşa edilmiştir. Binanın dört cephesinin ortasında 33 metre yüksekliğinde taç kapılar bulunur.
   
    İç mekanı örten,30 metre yüksekliğinde ki alt kubbe ile üst kubbe arasında,türbe mekanı kadar boşluk vardır.Mümtaz Mahal ile Cihan Şahın sandukaları buradadır, ancak mezarları en alt katta bulunmaktadır. Sandukaların bulunduğu mekan,insan sesinin tam 7 defa yankılandığı bir akustiğe sahiptir.
    Taj Mahal' in yüz binlerce akik, sedef ve firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50 adet çok iri inci vardır.
    Bu muhteşem yapı hakkında her dönem farklı efsaneler üretilmiştir. Bunlardan çoğu unutulup gitmişse de bir kısmı günümüze kadar ulaşmıştır. İşte o efsanelerden birisi de şöyledir:
    Efsaneye göre kubbeyi desteklemek için yapılan iskele, kubbeden daha fazla masraf ve iş gücü gerektirmişti. İnşaatın bitimine yakın Cihan Şah'a iskeleyi sökmenin 5 yıl alacağı bilgisi verilmesi üzerine Cihan Şah, herkesin söktüğü tuğlanın kendisine kalacağı şeklinde bir emir yayınlamış ve iskele bir gecede sökülmüştü.

Taj Mahal, mehtaplı gecelerde, aydan bile daha parlak görünür ve bu romantik görünüşü ile yüzyıllarca herkesi büyüleyerek, Doğulu Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olmaya devam edecektir.



Zeki DİKMEN









  

17 Mayıs 2013 Cuma

Eğlence..




07.04.2013

İLGİNÇ BİR DURUM..

Deniz kıyısında bir kasaba, kış sezonu hava soğuk ve dolayısıyle kasaba bomboş. Herkesin birbirine borcu var ve zor durumdalar. Şans eseri kasabaya bir turist geliyor ve bulduğu ilk motele giriyor. Resepsiyona 100 lira bırakıp odalara bakmaya çıkıyor.
Motel sahibi hemen parayı alıp, market sahibine borcunu ödüyor. Market sahibi o parayla toptancıya olan borcunu kapatıyor. Toptancı sevinçle parayı alıp nakliyeciye olan borcunu ödüyor. Nakliyeci parayı alıp benzinlik sahibine olan borcunu ödüyor. Benzinlik sahibi de o parayla motele olan borcunu ödüyor. Ve o sırada turist odadan geri dönüyor ve odayı beğenmediğini söyleyip 100 lirasını geri alıyor. Turistin bu ziyaretinden somut olarak hiç para kazanan olmuyor. Fakat kasabalılar borçlarından kurtuluyor :)




*********************************************************************




24.03.2013

GÜNÜN KARİKATÜRÜ
 

GÜNÜN FIKRASI

Trafik polislerine bir ihbar gelir. Temel ile Cemal kaza yapmıştır.
Polis olay yerine geldiğinde bakar ki, arabalar sapa sağlamdır.
Temel ile Cemal’in ağzı burnu dağılmış. Trafik Polisleri merakla sorar:
-Temel anlat olay nasıl oldu?
-Memur bey, hava sisli oldiğundan kafami pencereden çikarmiş öyle cideydum. Meğersem Cemal de karşı şeritten öyle celiyormuş.
 


*********************************************************************




07.02.2013

GÜNÜN KARİKATÜRÜ

GÜNÜN FIKRASI

Temel ile Dursun paraşüt kursuna yazılır ve hafta sonları eğitim görmektedirler. Aradan aylar geçer ve eğitim tamamlanır. Yapılacak bir gösteri için prova yapmaktadırlar. 
Uçaktan atlarlar lakin Dursu'nun paraşütü açılmaz,
Temel sorar:
"Dursun, paraşütün açılmadı ne düşünüyorsun?"
Dursun :
"Önemli degil yaa, demiş, gerçek değil ki prova yapıyoruz." 




 ***********************************************************************



05.01.2013

GÜNÜN KARİKATÜRÜ
GÜNÜN FIKRASI

İri yarı bir adam kahveye girmiş.
- Hasan cimdur?
- Penum, demiş adamın biri.
Adam bu adamı bir güzel pataklamış ve yüzünü gözünü kan içinde bırakmış.
Sonra da çekip gitmiş. Adam gittikten sonra dayak yiyen adam başlamış gülmeye. Kahvedekiler şaşırmış ve hemen sormuşlar:
- Ya o kadar dayak yedin, yüzün gözün kan içinde. Ne diye durmuş gülüyorsun şimdi.
- Penum adim Hasan teğul Temel, nasıl kandurdum o enayi adamı ama...











Küçük Dokunuşlar..




Hangi yöne baksam seni görüyorum. Elimde kara bir kalem mutluluğun resmini beyaz çiziyorum..  Burak Ballı
 Senin şehrine yağmur yağar, ben ıslanırım.. 
 Modern zamanlar, uzakları yakın kıldı.
Buna karşılık, en yakınımızdaki şeylerin uzağına düştük..              İbrahim Tenekeci

Eğer baktığınız yerden olayları net göremiyorsanız,bakış açınızı değiştirin.. Funda Dikmen
Cahille girme münakaşaya. Ya sinirini zıplatır tavana, ya da yazık olur adabına.. Mevlana
Belki de ilk önce yanlış insanlarla tanışmasaydık doğru insanı bulduğumuzda onların değerini anlayamazdık..  Bob Marley
Ne diye böbürlenip büyükleniyorsun. Doğumun bir damla su, ölümün bir avuç toprak değil mi.. Şems-i Tebrizi
Boş yere canı yanmaz insanın. Ya bir eksiklik vardır geleceğe dair yada bir fazlalık geçmişten gelen.. Fuzuli
Uğraşamam dünümle ve dünümdekilerle. Ben yarına bakarım yanımdakilerle.. Cemal Süreya
Geçmişin keşkeleri ve geleceğin endişeleri şu anımızı çalan iki hırsızdır.. Üstün Dökmen
Ya ümitsizsiniz. Ya da ümit sizsiniz. Ya çaresizsiniz. Ya da çare sizsiniz.. Behçet Necatigil



 



13 Mayıs 2013 Pazartesi

Çeyiz Sandığı..




12.04.2013

Tığ no; 4 mm tiftik yün 100 gr. merserize yünle de yapılabilir.

YAPILIŞI : 150 zincirle başlanır. 3 sıra sık iğne yapılır. 36 tane örümcek motifi yapılır. Örümcek motifi 14 sıra örülür. Her birinin ucuna inci dikilir. Yünle çiçek motifi yapılıp incile süslenir ve yakanın üzerine dikilir.



***********************************************************************




12.12.2012

Tek kat 5 numara şiş 100 gr. x 3

ARKA : 95 İlmekle başlayıp 17 cm uzunluğunda 1 ters 1 düz lastik ördükten sonra ilmek sayısını 73'e düşürüp düz örgü ile devam edin. Kolu kesmeden 63 cm daha düz örüp omuzları kapatın. Toplam boy 80 cm olacak.

ÖN : Ön parçalar için 48 ilmekle başlayıp 17 cm uzunluğunda lastik örün. 45 ilmeğe düştükten sonra, ilk 8 ilmeği 1 ters 1 düz lastik, kalanını düz örerek devam edin. 44 cm düz ördükten sonra yaka için 8 ilmek kesin. Daha sonra her iki sırada bir 1'er ilmek keserek yakayı oluşturmaya devam edin. Omuz genişliği 9 cm olacak. Oluşan 2 parçayı üstüste getirerek dikin.

YAKA : Yaka oyuntusundan 130 ilmek çıkarıp 6 cm eninde 1 ters 1 düz lastik örün.

KOL : Koldan 86 ilmek çıkarıp 6 cm uzunluğunda 1 ters 1 düz lastik örün.

CEP : 22 İlmekle başlayıp 8 cm düz ördükten sonra, 4 cm lastik ile tamamlayıp elbiseye dikin.




















***********************************************************************



02.12.2012

Tek kat 1,7 mm tığ 100 gr. x 1
Tek kat 100 gr. x 1 (saçaklar için)

ARKA : Her biri 6 zincirden oluşan 35 kafes ile başlayın. 35 sıra ördükten sonra kapatın.

ÖN : 6 Zincirden oluşan 18 kafesle başlayın. 29, 30 ve 31. sıralarda yaka için 2'şer kafes eksiltin. Eksiltmeden 35. sıraya kadar örün ve kalan 12 kafesi omuzlar için kapatın.

KOL : Ön ve arka parçalardan 14'er kafes örmeye başlayın. 28 kafesle kola devam ederek 4 sıra örün. 4, 7 ve 9. sıralarda 2'şer kafes eksiltin.  9. sırada 22 kafes kalmış olması gerekiyor.  13. sıraya kadar örüp kapatın.

Bütün yaka ve kol kenarlarına 12 cm uzunluğunda saçaklar takın.






















***********************************************************************



28.11.2012

Çift kat 5 numara şiş 100 gr. x 3

ARKA : 60 İlmekle başlayıp , 2 ters 2 düz 4 cm lastik örün. 6 cm düz ördükten sonra 4+2+1 ilmek kesin. 22 cm daha düz örüp omuzları kapatın. Omuz genişliği 3 cm olacak.

ÖN : 28 İlmekle başlayıp , 20 ilmek 2 ters 2 düz lastik örün. 4 ilmek ters , 4 ilmek düz ile devam edin.  3. sırada sıra sonundaki 4 düzün yanından 1 ters ilmek artırın. Sonraki ters sırada sıra başında kalan 4 düze 1 ters ilmek daha ilave ederek devam edin.  6. sıradaki 4 düz ilmeğin 2'sini sağa 2'sini sola alarak saç örgüsünü oluşturmaya başlayın.  14. sırada 1 ters ilmek daha artırıp toplam 3 ters örün.  16. sırada 1 ilmek daha artırarak 3 ters ilmeğin yanına 1 düz ilmek örün.  25. sırada 1 düz daha artırarak 2 düz ilmek olarak devam edin. 6 cm sonra 4+2+1 olarak kolu kesin. 22 cm daha örüp omuzu kapatın.

KOL LASTİĞİ : 104 İlmek çıkarıp 2 ters 2 düz 4 cm lastik örün.

YAKA : Arka ve ön parçaları diktikten sonra 56 ilmek çıkarıp , 2 ters 2 düz 16 cm lastik örün. Yaka kenarları için 132 ilmek çıkarıp 2 ters 2 düz 4 cm lastik örün.






















*************************************************************************



26.11.2012

Tek kat 5 numara şiş 100 gr. x 1

ARKA & ÖN : 75 İlmekle başlayıp 2 sıra haraşo örün. 44 cm düz ile devam edip , kolu 3+2+1 olarak kesin. Kesim biter bitmez file ( 1 ip dola , 2 ilmeği bir al ) örmeye başlayın. Her düz sırada bir 1'er ilmek eksiltmeye başlayarak toplam 5 defa eksiltin. Kesim bittikten sonra 9 cm daha file örün. Omuz genişliği 4 cm olacak.

YAKA : Tığ ile toplam 92 trabzan örerek 17 cm uzunluğundaki yakayı oluşturun.





*************************************************************************



21.11.2012

Tek kat 7 numara şiş 100 gr. x 4

ARKA : Enine örülen parça için 22 ilmekle başlayın. 1 düz 1 ters sıra ördükten sonra, kol oyuntusu için 2+1+1 artırın. 23 ilmek daha artırıp toplam 49 ilmekle devam edin. 35 cm düz ördükten sonra diğer kol oyuntusu için 23 ilmek kesin. Sonraki sıralarda ise 1+1+2 olarak kesin. 1 ters 1 düz sıra ördükten sonra kenarı kapatın.

ÖN MODEL : 22 İlmekle başlayın. İlk 2 sırada 5 ters, 3 düz, 5 ters, 3 düz, 5 ters örerek devam edin.  3. sırada 4 ters örün, sıradaki 4 ilmeği şişten çıkarıp 3 düz ilmeği sağa alın. Kalan 1 ters ilmeği solda bırakın. 5 ters ilmek daha ördükten sonra 4 ilmeği şişten çıkarın, 3 düzü sola kaydırın ve 1 tersi sağa alın. Ortadaki ters ilmek sayısı 7 olacak. Orta parçayı yaka ile beraber bütün çıkarın. Yaka dahil toplam uzunluk 49 cm olacak. Modelin ortasındaki 5 ters ilmeğin 3. ilmeğini aşağıya doğru kaçırın.

ÖN YANLAR : Ön modelin iki yanından 49 ilmek çıkartarak başlayın. 16 sıra ördükten sonra, 23 ilmek kesin. İlave olarak 1+1+2 daha kesin.

LASTİK : Ön ve arka parçalar için 50' şer ilmekle başlayın. 2 ters 2 düz 10 cm uzunluğunda lastik örüp ön ve arka bedene dikin.

KOL : 24 İlmekle başlayın. 2 cm uzunluğunda 2 ters 2 düz lastik örün. 38 cm ters ördükten sonra kolu 2+1+1 olarak kesin. Toplam kol boyu 60 cm olacak.






















************************************************************************



19.11.2012

Tek kat 4,5 numara şiş 50 gr. x 7

ARKA : 88 İlmekle başlayın. 2 düz örüp, 1 ip dolayın. 3 ilmeği bir alıp, 1 ip dolayın ve 5 düz örerek sırayı tamamlayın. 45 cm ördükten sonra kolu 3+2+1 olarak kesin. 23 cm daha örüp son sırada düz örülen 5 ilmeğin 3. ilmeğini boşta bırakıp alta kadar sökün.

ÖN : 25 İlmekle başlayıp arkadaki modeli uygulayın.  45. cm'de kolu 3+2+1 olarak kesip 23 cm daha örün ve 5 düz ilmeğin 3. ilmeğini boşta bırakıp alta kadar sökün.

KOLLAR : 44 İlmekle başlayıp 12 cm uzunluğunda 2 ters 2 düz lastik örün. Modelle devam edip, 1. sırada 5 düz yerine 2 ilmek düz örün.  3. ve 4. ilmeği bir alıp 1 ilmek daha düz örün.  2. sırada kesilen 3. ilmeğin yerine 1 ilmek arttırın. Böylece yukardan boşa bırakacağınız ilmek lastikde devam etmeyecektir.  41. cm'de kolu 3+2+1 olarak kesin. Kol boyu 63 cm olunca 3. düz ilmekleri boşa alın.

YAKA : 350 İlmekle başlayıp 2 ters 2 düz 11 cm eninde lastik ördükten sonra ilmek ilmek bedene dikin.























*************************************************************************
09.11.2012

MİNİ ÖRGÜ SÖZLÜĞÜ

AKRİLİK : Akrilonitril hammaddesinden elde edilen akrilik , elyafın çeşitli
işlemlerden geçirilmesiyle elde edilir. Akrilik elyaf,yün,pamuk veya viskon gibi kısa elyaflarla harmanlanarak farklı karışımlar elde edilir.

ARTTIRMAK : Örgüyü genişletmek için ara sıralarda uygulanır. Şişe bir ilmek dolanır ve ters ilmek alınır.

AZALTMAK : Örgüyü daraltmak veya kesmek için ilmekler düz olarak ikişer ikişer alınarak örülür.

DÜZ : İlmeklerin tek yöne doğru örülmesi. İlk sıra düz , ikinci sıra ters örülür.

FİLE : Delikli , gözenekli örgü. Bir ilmek alıp , iki eksilterek örülür.

HARAŞO : Gidiş ve dönüş sıralarında ters örgü yaparak oluşturulur.

İLMEK : Örgüyü oluşturan her diş.

KAPATMAK : Örgünün son sırasını , azaltma yapar gibi ilmekleri ikişer alıp örgüyü bitirmek.

LASTİK : İstenilen genişliğe göre iki,üç... ilmek ters ve aynı sayıda düz örülür.
(Örneğin ; 2 ters , 2 düz). Özellikle kazakların eteklerinde , kol ve yakalarında kullanılır.

PİRİNÇ : İlk sıra bir düz bir ters ; ikinci sıra bir ters bir düz ; üçüncü sıra bir düz bir ters...olarak örülür.

REGLAN KOL : Reglan kol örgünün ön yüzünde uygulanır. 4 ilmek haraşo ördükten sonra 1 ilmek kesilir. Sol tarafta 6 ilmek kalınca 1 ilmek daha kesilip , 4 ilmek haraşo örülür.









Sizden Gelenler




12.03.2013

Seni anlıyorum derler ya her şeyi bilmeden...
Beni ne zaman anlarsın biliyor musun? 
Birini delicesine sevip,
Yüreğine gömmek zorunda olduğun zaman...
Sana onu sorduklarında gözlerin dolu dolu olup,
Unuttum dediğin zaman...
Her ayrılık şarkısı çaldığında,
Yüreğinin bedenine sığmadığı zaman...
Onu gördüğünde mutluluk her zerreni sardığı zaman...
O sana olmaz dediğinde, ölmeden ölümü tattığın zaman...
İşte O ZAMAN BENİ ANLARSIN...

Nazlıcan



**********************************************************************



09.03.2013

Ne yana dönsem yalnızlığım çarpıyor yüzüme... 
Zaten yorgun bedenim bu şehirde...
Denizinin dalgalarında boğuluyor hayallarim...
Yüreğimi aldın, canımı aldın, daha ne istiyorsun HAYAT...
Umutlarımı da al onlarda senin olsun... 
Yalnız hayallerimi bırak, onlar yanımda dursun...

Nazlıcan



*********************************************************************
 


07.03.2013

Bir kendime nazım geçer, bir de kendime gücüm yeter..!
Hep ben çok sevmişimdir ama hikayelerim nedense hep yarımdır..!
Bu yüzden korkularım sağlam ama insanlara güvenim hep kırılgandır..!
NASİP DEĞİLMİŞ diye sineye çeker, haklarımı ise hep HELAL ederim..!
Çünkü sevdamı yük sananlar ne anlar ki "AH" larımın ağırlığından..!
Yaptıklarımın da ve hatta yapamadıklarımın da tek nedeni SEVMEM..!
Buysa SUÇUM... Söz veriyorum kendime..!
BİR DAHA BÖYLE SEVMEM!


Nazlıcan



******************************************************************












  11.01.2013



KADIN OLMAK

Zordur kadın olmak, her an kırılıverecekmiş gibi yaşamak!
Herkesin yerine her şeyi düşünüyor olmak ama herkesçe çokta umursanmamak!
Bir türlü anlaşılamamak, hep bir şeyleri istemekle suçlanmak!
Onca kalabalığa rağmen yalnız olmak ve sadece içindeki çocuk tarafından sarılmak!
Anne olmak, eş olmak, her şey olmak, bir varlığıyla bin parçaya ayrılmak!
  Bütün bunların yanında içindeki çocuğun elinden tutup O'nu da yaşatmak!
Zordur kadın olmak; hep bir şeyleri, birilerini toplamak zorunda kalmak!
Güçsüzlükle suçlanmak ama her zorlukta sığınılan liman olarak var olmak!
Ve bu tezat duygular arasında yinede ayakta kalarak yaşamak!
Zordur kadın olmak, her gün bir şekilde kırılmak buna rağmen tüm parçaları bir arada tutmak!
Kalbi kırılır, umudu kırılır, hayat yada biri kırmazsa tırnağı kırılır, saçı kırılır!
Ama kırılır; Allah vergisi olmalı bu kadar çok kırılırken; hep ayaktadır hep tek parçadır!
Çok şeyleri saklar içinde, bilir belki de anlatamayacaktır kimselere!
Onca kalabalığa rağmen bu yüzden yalnızdır bütün kadınlar belki de!
 

Alıntıdır..

Sevgilerimle









*********************************************************************



18.12.2012

ÖNEMLİ BİLGİ

   Hollandalı uzmanların "Stroke" dergisinde yayımlanan araştırması, elma, armut, muz ve karnabahar gibi beyaz etli meyve ve sebzelerin felç riskini yüzde 52 oranında azalttığını ortaya koydu.
   20 bin kişinin beslenme alışkanlıkları ve sağlık durumlarını 10 yıl boyunca gözlemleyen uzmanlar, günlük beyaz etli meyve ve sebze tüketiminde yapılacak 25 gramlık bir artışın, riski yüzde 9 aşağıya çektiğini keşfetti. Öte yandan, Beslenme Uzmanı Linda Oude Griep, meyve ve sebzelerin içeriğindeki besleyici maddeleri ortaya çıkarmak için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini kaydetti.




*************************************************************************



28.11.2012

Sosyal medyada olay yaratan fotoğraf ...
Liam adlı kullanıcı mutfağındaki lavabonun fotoğrafını çekti. O sırada lavobada oluşan girdap ilk bakışta beynimiz tarafından 'göz' gibi algılanıyor.

Liam fotoğrafın altına bir de mesaj yazdı: “Can sıkıntısından lavabomun fotoğrafını çektim. Ortaya göze benzeyen bir girdabın karesi çıktı.”


************************************************************************



09.11.2012

Burcu'dan Biricik Oğlu Berk'e

Mucize tutulabilirmiş meğer ellerde,
Mucizeye dokunulabilirmiş...
Mucize uyurmuş , uyanırmış...
Mucizeye bakılabilirmiş...
Mucize ''Mucizeler'' yaratabilirmiş gerçekten..
Mucize meğer kokarmış,
Cennet kokusu gibi , mis gibi,
''EVLAT'' gibi..BERK'im gibi..



***********************************************************************



07.11.2012

Sevgili arkadaşım Ozan Benlioğlu' ndan yine harika bir parça. Keyifli bir
dinleti olacağına inanıyorum. 





***********************************************************************
31.10.2012


nurullah hoca efendi bulvarı... günün incisi

Dün beni "NURULLAH HOCA EFENDİ" bulvarında kıstırdılar
Hala laik yaşıyorum diye
Sopalarıyla düşüncelerime saldırdılar
Sanki kovacaklar diye....


Gafiller nerden bilecekler ölümsüzlüğümü
Zincire yatırılmış fikirlerimi nerden bilecekler
Sopamı dayanır bana, Taşa bağlı ip mi
Karanlıkta kahpe bir kurşun mu sıkarlar,artık
Yoksa darağacındaki zavallı ilmik mi....


Sökemediler beni benden, hiddetlendiler
Kanım bir anda pranga gibi yapıştı yüzüme
En öndeki sakallı kafir diye bağırıyordu
Vurun derken salyaları üstüme akıyordu.......


Dün beni "NURULLAH HOCA EFENDİ" bulvarında kıstırdılar
Zannettiler ki çırılçıplağım,
Zannettiler ki çığlık çığlıyayım,
Oysa hiç korkasım gelmedi
Hiç kaçasım gelmedi
Üstümde debelendiler, debelendiler
Hatta gülüyordum bile, gördüler
Bunu zannetmediler.............


Yıl 2026,10 Ekim Perşembe
Bugünden şair gözüyle hazırlanmış
Gelecekten bir enstantane..........


Vedat DÜNDAR


Meraklısına dip not: Bahse konu bulvar, şimdilik Atatürk adıyla kullanılan bulvardır....



********************************************************************



29.10.2012


Sevgili arkadaşım Ozan Benlioğlu kendi videosunu bizimle paylaştı. Bloğuma renk kattığı için Ozan' a çok teşekkür ediyorum.






**********************************************************************



22.10.2012
   

    Merhaba,

    Eskiden bayramlaşma bir seremoni şeklinde , kalabalık gruplar halinde yapılırdı. Şimdi küçük çocuğumuz bile bizimle bayram gezmesine gelmek istemiyor. Toplumumuzda bayram dini yönlerinin yanı sıra toplumsal ve kültürel bir kutlama olagelmiştir her zaman. Din ve mezhep gibi ayrımlar yapılmadan kutlanırdı.
    Bu milletin çok güzel hasletleri vardı bir zamanlar. Bayram denildiğinde içimiz kıpır kıpır olurdu. Günler öncesinden başlardı telaş. Anneler ikram hazırlıkları için gruplar halinde çalışırlardı. Hep birlikte yapraklar sarılır , baklavalar açılır , su börekleri yapılır evin uygun ve tacize en uzak bölgesine konulurdu. Koltuklarda örtüler olurdu o dönemler. Bu örtüler bayram hazırlıkları çerçevesinde bir önceki bayramdan sonra ilk defa açılırdı. Misafire verilen öneme bakar mısınız ? Kendisinin bile kullanmaya kıyamadığı  koltuk takımlarını misafirine kullandıran bir kültürün temsilcileri ;  bugün misafir kabul ederken üç gün düşünüp karar veriyor ve ikramlarda hazır geliyor zaten.
   Babalar da bayram öncesi hazırlıklarını kendilerince yaparlardı. Mesela ; o zamanın babaları çocuklarının bedenini , ayakkabı numarasını bilirlerdi. Çarşıdan alışveriş yapılır arefe gününde çocuklar sevindirilirdi.Bayramdan bayrama yapılan o alışverişler bütün ihtiyacın görüldüğü alışverişlerdi. Sene boyunca başka ayakkabıda alınmazdı zaten.
   Çocuklarımıza bakalım bir de.Şimdiki çocuklara sizin peşin peşin  ayakkabı alıp giydirmeniz mümkün mü ? Tüketim çılgınlığına öyle kaptırmışız ki sene boyunca ve birçok bahaneyle çocuğunuz kendi seçimiyle alışverişini yapıyor , size sormuyor bile neredeyse. Yeni bir ihtiyaç çıkarmanın ise bin bir çeşit bahanesi de hazır zaten. Nereye doğru gidiyoruz belli değil. Kültürümüze sahip çıkalım ve koruyalım.


 Sevgiyle Kalın,
Necla Demirhat