Önceki yazımda Cihan Şah ile Mümtaz Mahal’ in efsanevi
aşkından ve bu aşkın görkemli ve aynı zamanda da romantik anıtı Taj Mahal’den
bahsetmiştim.
AŞK MAHAL
Bu yazımda ise, mimari olarak muhteşem bir yapı olan Taj
Mahal' in yapılışı ile ilgili enteresan ayrıntılardan bahsetmek istiyorum.
Bu eşsiz eserin yapımına 1632 yılında başlanmış ve 20 yıl
süren inşasının ardından 1652 yılında tamamlanmıştır. Mimarları Mehmet İsa ve
Mehmet İsmail efendiler, Mimar Sinan’ın öğrencilerindendir ve bu eserin yapımı için Cihan Şah
tarafından İstanbul’ dan davet edilmişlerdir. Mimarlarla davet edilen Hattat
Serdar Efendi ise yapıda ki yazıları yazmıştır. Taj Mahal Türk-İslam mimarisinin en güzide eserlerinden
birisidir. Taj Mahal’ in yapımında, ender bulunan, parlak, ince mavi
damarlı beyaz mermer kullanılmıştır. Yerden 82 metre yükseklikteki
kubbede aynı mermerden yapılmış ve 1648 yılında tamamlanmıştır. Kubbenin
üzerindeki alem, altın kaplamalıdır. Yapının dört köşesine yerleştirilen dört
minare de, yine aynı beyaz mermerden yapılmıştır. Hattat Serdar Efendi
tarafından yazılan Yasin-i Şerifin tamamı, anıtın dört yanına
yerleştirilmiştir. Anıtmezarın yapımında, ustaların yanı sıra 20 bin işçinin
çalıştığı söylenir. 1643 de türbe, 1649 da çevresindeki avlu ile yapılar ve nihayet
1652 de Taj Mahal bütünüyle tamamlanır. Yamuna ırmağının kıyısında, 305 x 580 metre ölçülerinde,
dikdörtgen bir avlunun ortasına inşa edilmiştir. Binanın dört cephesinin
ortasında 33 metre
yüksekliğinde taç kapılar bulunur.
İç mekanı örten,30 metre
yüksekliğinde ki alt kubbe ile üst kubbe arasında,türbe mekanı kadar
boşluk vardır.Mümtaz Mahal ile Cihan Şahın sandukaları buradadır, ancak
mezarları en alt katta bulunmaktadır. Sandukaların bulunduğu mekan,insan
sesinin tam 7 defa yankılandığı bir akustiğe sahiptir. Taj Mahal' in yüz binlerce akik, sedef ve
firuze gömülü olan duvarlarında ayrıca 42 zümrüt, 142 yakut, 625 pırlanta ve 50
adet çok iri inci vardır. Bu muhteşem yapı hakkında her dönem farklı efsaneler
üretilmiştir. Bunlardan çoğu unutulup gitmişse de bir kısmı günümüze kadar
ulaşmıştır. İşte o efsanelerden birisi de şöyledir: Efsaneye göre kubbeyi desteklemek için yapılan iskele,
kubbeden daha fazla masraf ve iş gücü gerektirmişti. İnşaatın bitimine yakın
Cihan Şah'a iskeleyi sökmenin 5 yıl alacağı bilgisi verilmesi üzerine Cihan
Şah, herkesin söktüğü tuğlanın kendisine kalacağı şeklinde bir emir yayınlamış
ve iskele bir gecede sökülmüştü. Taj Mahal, mehtaplı gecelerde, aydan bile daha parlak
görünür ve bu romantik görünüşü ile yüzyıllarca herkesi büyüleyerek, Doğulu
Batılı birçok ünlü yazar ve şaire ilham kaynağı olmaya devam edecektir.
Deniz kıyısında bir kasaba, kış sezonu hava soğuk ve dolayısıyle kasaba
bomboş. Herkesin birbirine borcu var ve zor durumdalar. Şans eseri
kasabaya bir turist geliyor ve bulduğu ilk motele giriyor. Resepsiyona
100 lira bırakıp odalara bakmaya çıkıyor. Motel sahibi hemen parayı
alıp, market sahibine borcunu ödüyor. Market sahibi o parayla toptancıya
olan borcunu kapatıyor. Toptancı sevinçle parayı alıp nakliyeciye olan
borcunu ödüyor. Nakliyeci parayı alıp benzinlik sahibine olan borcunu
ödüyor. Benzinlik sahibi de o parayla motele olan borcunu ödüyor. Ve o
sırada turist odadan geri dönüyor ve odayı beğenmediğini söyleyip 100
lirasını geri alıyor. Turistin bu ziyaretinden somut olarak hiç para
kazanan olmuyor. Fakat kasabalılar borçlarından kurtuluyor :)
Trafik polislerine bir ihbar gelir. Temel ile Cemal kaza yapmıştır.
Polis olay yerine geldiğinde bakar ki, arabalar sapa sağlamdır.
Temel ile Cemal’in ağzı burnu dağılmış. Trafik Polisleri merakla sorar:
-Temel anlat olay nasıl oldu? -Memur bey, hava sisli oldiğundan kafami pencereden çikarmiş öyle cideydum. Meğersem Cemal de karşı şeritten öyle celiyormuş.
Temel ile Dursun paraşüt kursuna yazılır ve hafta sonları eğitim
görmektedirler. Aradan aylar geçer ve eğitim tamamlanır. Yapılacak bir
gösteri için prova yapmaktadırlar. Uçaktan atlarlar lakin Dursu'nun paraşütü açılmaz, Temel sorar: "Dursun, paraşütün açılmadı ne düşünüyorsun?" Dursun : "Önemli degil yaa, demiş, gerçek değil ki prova yapıyoruz."
İri yarı bir adam kahveye girmiş. - Hasan cimdur? - Penum, demiş adamın biri. Adam bu adamı bir güzel pataklamış ve yüzünü gözünü kan içinde bırakmış. Sonra da çekip gitmiş. Adam gittikten sonra dayak yiyen adam başlamış gülmeye. Kahvedekiler şaşırmış ve hemen sormuşlar: - Ya o kadar dayak yedin, yüzün gözün kan içinde. Ne diye durmuş gülüyorsun şimdi. - Penum adim Hasan teğul Temel, nasıl kandurdum o enayi adamı ama...
Tığ no; 4 mm tiftik yün 100 gr. merserize yünle de yapılabilir. YAPILIŞI :150
zincirle başlanır. 3 sıra sık iğne yapılır. 36 tane örümcek motifi
yapılır. Örümcek motifi 14 sıra örülür. Her birinin ucuna inci dikilir.
Yünle çiçek motifi yapılıp incile süslenir ve yakanın üzerine dikilir.
ARKA :
95 İlmekle başlayıp 17 cm uzunluğunda 1 ters 1 düz lastik ördükten
sonra ilmek sayısını 73'e düşürüp düz örgü ile devam edin. Kolu kesmeden
63 cm daha düz örüp omuzları kapatın. Toplam boy 80 cm olacak.
ÖN :
Ön parçalar için 48 ilmekle başlayıp 17 cm uzunluğunda lastik örün. 45
ilmeğe düştükten sonra, ilk 8 ilmeği 1 ters 1 düz lastik, kalanını düz
örerek devam edin. 44 cm düz ördükten sonra yaka için 8 ilmek kesin.
Daha sonra her iki sırada bir 1'er ilmek keserek yakayı oluşturmaya
devam edin. Omuz genişliği 9 cm olacak. Oluşan 2 parçayı üstüste
getirerek dikin.
YAKA : Yaka oyuntusundan 130 ilmek çıkarıp 6 cm eninde 1 ters 1 düz lastik örün.
KOL : Koldan 86 ilmek çıkarıp 6 cm uzunluğunda 1 ters 1 düz lastik örün.
CEP : 22 İlmekle başlayıp 8 cm düz ördükten sonra, 4 cm lastik ile tamamlayıp elbiseye dikin.
Tek kat 1,7 mm tığ 100 gr. x 1 Tek kat 100 gr. x 1 (saçaklar için)
ARKA : Her biri 6 zincirden oluşan 35 kafes ile başlayın. 35 sıra ördükten sonra kapatın.
ÖN :
6 Zincirden oluşan 18 kafesle başlayın. 29, 30 ve 31. sıralarda yaka
için 2'şer kafes eksiltin. Eksiltmeden 35. sıraya kadar örün ve kalan 12
kafesi omuzlar için kapatın.
KOL :
Ön ve arka parçalardan 14'er kafes örmeye başlayın. 28 kafesle kola
devam ederek 4 sıra örün. 4, 7 ve 9. sıralarda 2'şer kafes eksiltin. 9.
sırada 22 kafes kalmış olması gerekiyor. 13. sıraya kadar örüp
kapatın.
Bütün yaka ve kol kenarlarına 12 cm uzunluğunda saçaklar takın.
ARKA :
60 İlmekle başlayıp , 2 ters 2 düz 4 cm lastik örün. 6 cm düz ördükten
sonra 4+2+1 ilmek kesin. 22 cm daha düz örüp omuzları kapatın. Omuz
genişliği 3 cm olacak.
ÖN :
28 İlmekle başlayıp , 20 ilmek 2 ters 2 düz lastik örün. 4 ilmek ters ,
4 ilmek düz ile devam edin. 3. sırada sıra sonundaki 4 düzün yanından 1
ters ilmek artırın. Sonraki ters sırada sıra başında kalan 4 düze 1
ters ilmek daha ilave ederek devam edin. 6. sıradaki 4 düz ilmeğin
2'sini sağa 2'sini sola alarak saç örgüsünü oluşturmaya başlayın. 14.
sırada 1 ters ilmek daha artırıp toplam 3 ters örün. 16. sırada 1 ilmek
daha artırarak 3 ters ilmeğin yanına 1 düz ilmek örün. 25. sırada 1
düz daha artırarak 2 düz ilmek olarak devam edin. 6 cm sonra 4+2+1
olarak kolu kesin. 22 cm daha örüp omuzu kapatın.
KOL LASTİĞİ : 104 İlmek çıkarıp 2 ters 2 düz 4 cm lastik örün.
YAKA :
Arka ve ön parçaları diktikten sonra 56 ilmek çıkarıp , 2 ters 2 düz 16
cm lastik örün. Yaka kenarları için 132 ilmek çıkarıp 2 ters 2 düz 4 cm
lastik örün.
ARKA & ÖN :
75 İlmekle başlayıp 2 sıra haraşo örün. 44 cm düz ile devam edip , kolu
3+2+1 olarak kesin. Kesim biter bitmez file ( 1 ip dola , 2 ilmeği bir
al ) örmeye başlayın. Her düz sırada bir 1'er ilmek eksiltmeye
başlayarak toplam 5 defa eksiltin. Kesim bittikten sonra 9 cm daha file
örün. Omuz genişliği 4 cm olacak.
YAKA : Tığ ile toplam 92 trabzan örerek 17 cm uzunluğundaki yakayı oluşturun.
ARKA :
Enine örülen parça için 22 ilmekle başlayın. 1 düz 1 ters sıra ördükten
sonra, kol oyuntusu için 2+1+1 artırın. 23 ilmek daha artırıp toplam 49
ilmekle devam edin. 35 cm düz ördükten sonra diğer kol oyuntusu için 23
ilmek kesin. Sonraki sıralarda ise 1+1+2 olarak kesin. 1 ters 1 düz
sıra ördükten sonra kenarı kapatın.
ÖN MODEL :
22 İlmekle başlayın. İlk 2 sırada 5 ters, 3 düz, 5 ters, 3 düz, 5 ters
örerek devam edin. 3. sırada 4 ters örün, sıradaki 4 ilmeği şişten
çıkarıp 3 düz ilmeği sağa alın. Kalan 1 ters ilmeği solda bırakın. 5
ters ilmek daha ördükten sonra 4 ilmeği şişten çıkarın, 3 düzü sola
kaydırın ve 1 tersi sağa alın. Ortadaki ters ilmek sayısı 7 olacak. Orta
parçayı yaka ile beraber bütün çıkarın. Yaka dahil toplam uzunluk 49 cm
olacak. Modelin ortasındaki 5 ters ilmeğin 3. ilmeğini aşağıya doğru
kaçırın.
ÖN YANLAR : Ön modelin iki yanından 49 ilmek çıkartarak başlayın. 16 sıra ördükten sonra, 23 ilmek kesin. İlave olarak 1+1+2 daha kesin.
LASTİK : Ön ve arka parçalar için 50' şer ilmekle başlayın. 2 ters 2 düz 10 cm uzunluğunda lastik örüp ön ve arka bedene dikin.
KOL :
24 İlmekle başlayın. 2 cm uzunluğunda 2 ters 2 düz lastik örün. 38 cm
ters ördükten sonra kolu 2+1+1 olarak kesin. Toplam kol boyu 60 cm
olacak.
ARKA :
88 İlmekle başlayın. 2 düz örüp, 1 ip dolayın. 3 ilmeği bir alıp, 1 ip
dolayın ve 5 düz örerek sırayı tamamlayın. 45 cm ördükten sonra kolu
3+2+1 olarak kesin. 23 cm daha örüp son sırada düz örülen 5 ilmeğin 3.
ilmeğini boşta bırakıp alta kadar sökün.
ÖN :
25 İlmekle başlayıp arkadaki modeli uygulayın. 45. cm'de kolu 3+2+1
olarak kesip 23 cm daha örün ve 5 düz ilmeğin 3. ilmeğini boşta bırakıp
alta kadar sökün.
KOLLAR :
44 İlmekle başlayıp 12 cm uzunluğunda 2 ters 2 düz lastik örün. Modelle
devam edip, 1. sırada 5 düz yerine 2 ilmek düz örün. 3. ve 4. ilmeği
bir alıp 1 ilmek daha düz örün. 2. sırada kesilen 3. ilmeğin yerine 1
ilmek arttırın. Böylece yukardan boşa bırakacağınız ilmek lastikde devam
etmeyecektir. 41. cm'de kolu 3+2+1 olarak kesin. Kol boyu 63 cm olunca
3. düz ilmekleri boşa alın.
YAKA : 350 İlmekle başlayıp 2 ters 2 düz 11 cm eninde lastik ördükten sonra ilmek ilmek bedene dikin.
AKRİLİK : Akrilonitril hammaddesinden elde edilen akrilik , elyafın çeşitli işlemlerden
geçirilmesiyle elde edilir. Akrilik elyaf,yün,pamuk veya viskon gibi
kısa elyaflarla harmanlanarak farklı karışımlar elde edilir.
ARTTIRMAK : Örgüyü genişletmek için ara sıralarda uygulanır. Şişe bir ilmek dolanır ve ters ilmek alınır.
AZALTMAK : Örgüyü daraltmak veya kesmek için ilmekler düz olarak ikişer ikişer alınarak örülür.
DÜZ : İlmeklerin tek yöne doğru örülmesi. İlk sıra düz , ikinci sıra ters örülür.
FİLE : Delikli , gözenekli örgü. Bir ilmek alıp , iki eksilterek örülür.
HARAŞO : Gidiş ve dönüş sıralarında ters örgü yaparak oluşturulur.
İLMEK : Örgüyü oluşturan her diş.
KAPATMAK : Örgünün son sırasını , azaltma yapar gibi ilmekleri ikişer alıp örgüyü bitirmek.
LASTİK : İstenilen genişliğe göre iki,üç... ilmek ters ve aynı sayıda düz örülür. (Örneğin ; 2 ters , 2 düz). Özellikle kazakların eteklerinde , kol ve yakalarında kullanılır.
PİRİNÇ :İlk sıra bir düz bir ters ; ikinci sıra bir ters bir düz ; üçüncü sıra bir düz bir ters...olarak örülür.
REGLAN KOL :Reglan
kol örgünün ön yüzünde uygulanır. 4 ilmek haraşo ördükten sonra 1 ilmek
kesilir. Sol tarafta 6 ilmek kalınca 1 ilmek daha kesilip , 4 ilmek
haraşo örülür.
Seni anlıyorum derler ya her şeyi bilmeden... Beni
ne zaman anlarsın biliyor musun? Birini delicesine sevip, Yüreğine gömmek
zorunda olduğun zaman... Sana onu sorduklarında gözlerin dolu dolu olup, Unuttum dediğin zaman... Her ayrılık şarkısı çaldığında, Yüreğinin bedenine
sığmadığı zaman... Onu gördüğünde mutluluk her zerreni sardığı zaman... O sana
olmaz dediğinde, ölmeden ölümü tattığın zaman... İşte O ZAMAN BENİ
ANLARSIN...
Ne yana dönsem yalnızlığım çarpıyor yüzüme... Zaten yorgun bedenim bu şehirde... Denizinin dalgalarında boğuluyor
hayallarim... Yüreğimi aldın, canımı aldın, daha ne istiyorsun HAYAT... Umutlarımı da al onlarda senin olsun... Yalnız hayallerimi bırak, onlar
yanımda dursun...
Bir kendime nazım geçer, bir de kendime gücüm yeter..! Hep ben çok sevmişimdir ama hikayelerim nedense hep yarımdır..! Bu yüzden korkularım sağlam ama insanlara güvenim hep kırılgandır..! NASİP DEĞİLMİŞ diye sineye çeker, haklarımı ise hep HELAL ederim..! Çünkü sevdamı yük sananlar ne anlar ki "AH" larımın ağırlığından..! Yaptıklarımın da ve hatta yapamadıklarımın da tek nedeni SEVMEM..! Buysa SUÇUM... Söz veriyorum kendime..! BİR DAHA BÖYLE SEVMEM!
Zordur kadın olmak, her an kırılıverecekmiş gibi yaşamak! Herkesin yerine her şeyi düşünüyor olmak ama herkesçe çokta umursanmamak! Bir türlü anlaşılamamak, hep bir şeyleri istemekle suçlanmak! Onca kalabalığa rağmen yalnız olmak ve sadece içindeki çocuk tarafından sarılmak! Anne olmak, eş olmak, her şey olmak, bir varlığıyla bin parçaya ayrılmak! Bütün bunların yanında içindeki çocuğun elinden tutup O'nu da yaşatmak! Zordur kadın olmak; hep bir şeyleri, birilerini toplamak zorunda kalmak! Güçsüzlükle suçlanmak ama her zorlukta sığınılan liman olarak var olmak! Ve bu tezat duygular arasında yinede ayakta kalarak yaşamak! Zordur kadın olmak, her gün bir şekilde kırılmak buna rağmen tüm parçaları bir arada tutmak! Kalbi kırılır, umudu kırılır, hayat yada biri kırmazsa tırnağı kırılır, saçı kırılır! Ama kırılır; Allah vergisi olmalı bu kadar çok kırılırken; hep ayaktadır hep tek parçadır! Çok şeyleri saklar içinde, bilir belki de anlatamayacaktır kimselere! Onca kalabalığa rağmen bu yüzden yalnızdır bütün kadınlar belki de!
Hollandalı uzmanların "Stroke" dergisinde yayımlanan araştırması, elma,
armut, muz ve karnabahar gibi beyaz etli meyve ve sebzelerin felç
riskini yüzde 52 oranında azalttığını ortaya koydu. 20 bin
kişinin beslenme alışkanlıkları ve sağlık durumlarını 10 yıl boyunca
gözlemleyen uzmanlar, günlük beyaz etli meyve ve sebze tüketiminde
yapılacak 25 gramlık bir artışın, riski yüzde 9 aşağıya çektiğini
keşfetti. Öte yandan, Beslenme Uzmanı Linda Oude Griep, meyve ve
sebzelerin içeriğindeki besleyici maddeleri ortaya çıkarmak için daha
fazla araştırma yapılması gerektiğini kaydetti.
Sosyal medyada olay yaratan fotoğraf ...
Liam adlı kullanıcı mutfağındaki lavabonun fotoğrafını çekti. O sırada
lavobada oluşan girdap ilk bakışta beynimiz tarafından 'göz' gibi
algılanıyor.
Liam fotoğrafın altına bir de mesaj yazdı: “Can
sıkıntısından lavabomun fotoğrafını çektim. Ortaya göze benzeyen bir
girdabın karesi çıktı.”
nurullah hoca efendi bulvarı... günün incisi Dün beni "NURULLAH HOCA EFENDİ" bulvarında kıstırdılar Hala laik yaşıyorum diye Sopalarıyla düşüncelerime saldırdılar Sanki kovacaklar diye....
Gafiller nerden bilecekler ölümsüzlüğümü Zincire yatırılmış fikirlerimi nerden bilecekler Sopamı dayanır bana, Taşa bağlı ip mi Karanlıkta kahpe bir kurşun mu sıkarlar,artık Yoksa darağacındaki zavallı ilmik mi....
Sökemediler beni benden, hiddetlendiler Kanım bir anda pranga gibi yapıştı yüzüme En öndeki sakallı kafir diye bağırıyordu Vurun derken salyaları üstüme akıyordu.......
Dün beni "NURULLAH HOCA EFENDİ" bulvarında kıstırdılar Zannettiler ki çırılçıplağım, Zannettiler ki çığlık çığlıyayım, Oysa hiç korkasım gelmedi Hiç kaçasım gelmedi Üstümde debelendiler, debelendiler Hatta gülüyordum bile, gördüler Bunu zannetmediler.............
Yıl 2026,10 Ekim Perşembe Bugünden şair gözüyle hazırlanmış Gelecekten bir enstantane..........
Vedat DÜNDAR
Meraklısına dip not: Bahse konu bulvar, şimdilik Atatürk adıyla kullanılan bulvardır....
Merhaba, Eskiden bayramlaşma bir seremoni
şeklinde , kalabalık gruplar halinde yapılırdı. Şimdi küçük çocuğumuz
bile bizimle bayram gezmesine gelmek istemiyor. Toplumumuzda bayram dini
yönlerinin yanı sıra toplumsal ve kültürel bir kutlama olagelmiştir her
zaman. Din ve mezhep gibi ayrımlar yapılmadan kutlanırdı. Bu milletin çok güzel hasletleri
vardı bir zamanlar. Bayram denildiğinde içimiz kıpır kıpır olurdu.
Günler öncesinden başlardı telaş. Anneler ikram hazırlıkları için
gruplar halinde çalışırlardı. Hep birlikte yapraklar sarılır ,
baklavalar açılır , su börekleri yapılır evin uygun ve tacize en uzak
bölgesine konulurdu. Koltuklarda örtüler olurdu o dönemler. Bu örtüler
bayram hazırlıkları çerçevesinde bir önceki bayramdan sonra ilk defa
açılırdı. Misafire verilen öneme bakar mısınız ? Kendisinin bile
kullanmaya kıyamadığı koltuk takımlarını misafirine kullandıran bir
kültürün temsilcileri ; bugün misafir kabul ederken üç gün düşünüp
karar veriyor ve ikramlarda hazır geliyor zaten.
Babalar da bayram öncesi hazırlıklarını kendilerince yaparlardı. Mesela ;
o zamanın babaları çocuklarının bedenini , ayakkabı numarasını
bilirlerdi. Çarşıdan alışveriş yapılır arefe gününde çocuklar
sevindirilirdi.Bayramdan bayrama yapılan o alışverişler bütün ihtiyacın
görüldüğü alışverişlerdi. Sene boyunca başka ayakkabıda alınmazdızaten. Çocuklarımıza bakalım bir de.Şimdiki çocuklara sizin peşin peşin ayakkabı alıp giydirmeniz mümkün mü ?
Tüketim çılgınlığına öyle kaptırmışız ki sene boyunca ve birçok
bahaneyle çocuğunuz kendi seçimiyle alışverişini yapıyor , size sormuyor
bile neredeyse. Yeni bir ihtiyaç çıkarmanın ise bin bir çeşit bahanesi
de hazır zaten. Nereye doğru gidiyoruz belli değil. Kültürümüze sahip
çıkalım ve koruyalım.