hayata dair her şey..

hayata dair her şey..


21 Aralık 2012 Cuma





    Herkese Merhaba,

    Uzun zamandır tanıtım yazısı yazmamıştım. İçimden geldi bugün yazmak istedim. Blog dergimizde neler var hep beraber hatırlayalım isterseniz.
    "Pazar Dokunuşu" köşemizde yazarımız Zeki Dikmen' in kaleme aldığı hikayemiz her pazar günü takipçisiyle buluşmaya devam ediyor. Kemal, Nazlı, Yusuf Ağa, Sultan Ana ve birçok karakterin buluştuğu sürükleyici bir hikaye. Sonunu ben de sizler gibi merak ediyorum..
    "Nostalji Rüzgarı" köşemizde yazarımız Reyhan Tolga Poşpoş yazdığı yazıları ile fırtınalar estirmeye devam ediyor. Alpullu hatıraları ve her zaman gurur duyduğu babası Doyran' lı Ali Tolga' nın hayat hikayesi ile hepimizin gönlünde büyük yer kapladı ve takipçi sayısını her geçen gün arttırdı. Bu duygusal yazıları sayfadaki müzikle beraber okumanızı öneririm..
    "Dünden Bugüne" köşemizde yazarımız Zeki Dikmen dünyanın harikalarını evimize getiriyor..
    "Sn. Şair Vedat Dündar" köşemizde şairimizin birbirinden güzel şiirleri ve makaleleri bizi hem düşündürüyor hem de duygulandırıyor..
    "Şiir Köşesi" nde değerli şairlerimizin birbirinden güzel şiirleri sayfamızı süslüyor. Bugün Mevlana' nın Etme şiiri sayfamızda sizleri bekliyor. Sayfanın başındaki ney dinletisi eşliğinde okumanızı tavsiye ederim..
    "Damak Tadı" köşemizde birbirinden lezzetli tariflerimiz siz hünerli takipçilerimizin denemesi için sizleri bekliyor. Bugün bana ait olan Soslu Tarhana Çorbası tarifimiz var. Kaçırmayın.. Afiyet olsun..
    "Bakış Açısı" köşemizde benim çekmiş olduğum fotoğrafları sizin beğeninize sunuyorum. Bugün yayınladığım kış manzaraları başlığı altındaki fotoğraflarım arasında Alpullu fotoğrafları da var..
    "Eğlence" köşemizdeki karikatür ve fıkralarımız size günlük stresinizi unutturacak..
    Hürriyet imzalı Haberler, Dünyadan Haberler, Ekonomi, Hava Durumu, Spor ve Magazin Haberleri, Hürriyet Köşe Yazarları, Sinema, Etkinlik ve Sağlık haberleri, Komik Videolar ve Müzik videoları hepsi sizler için..

Umarım blog dergimizde keyifli dakikalar geçiriyorsunuzdur.

 Sevgilerimle,
Funda Dikmen









   

20 Aralık 2012 Perşembe

Duygusal Hikayeler...




ÖLÜMSÜZ KIRMIZI GÜLLER

   Kan rengi, kıpkırmızı güllere bayılırdı. Zaten onlarla adaştı da. Rose... Gül... Kocasının sevgili Rose'u... Her yıl Sevgililer Günü'nü kapının önünde bulduğu enfes fiyonklarla süslü kucak dolusu kırmızı güllerle kutlardı. Hiç aksamadan. Hatta, eşini kaybettiği yıl dahi kapısı çalınmış, gülleri kucağına bırakılmıştı. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, küçük bir kartla birlikte.. Her yıl güllere iliştirdiği karta aynı cümleleri yazardı:
"Seni, geçen sene bugünkünden, daha çok seviyorum..."
   Birden, bunların son gülleri olduğunu düşündü.. Önceden ısmarlanmış olmalıydı.. Öleceğini nasıl bilebilirdi?.. Zaten her şeyi önceden planlamayı ve yapmayı severdi, yumurta kapıya gelmeden...
   Gülleri özenle içeri taşıdı.. Saplarını kesti, vazoya yerleştirdi. Vazoyu da konsolun üzerine, eşinin kendisine gülümseyen fotoğrafının yanına koydu. Orada kocasının koltuğunda oturup saatlerce güller ve fotoğrafı seyretti sessizce.. Bitmek bilmeyen bir yıl geçti.. Yapayalnız ve hüzün dolu bir yıl..
   Sonra bir sabah kapı çalındı.. Tıpkı eski günlerde olduğu gibi.. Kırmızı gülleri, üzerinde küçük kartıyla birlikte eşikteydi.. Sevgililer Günü'nü kutluyordu. Gülleri içeri aldı. Şaşkınlık içinde doğru telefona gitti. Çiçekçi dükkanını aradı... Onu bu kadar üzmeye kimin hakkı vardı ?
"Biliyorum" dedi, çiçekçi.. " Eşinizi geçen yıl kaybettiniz. Telefon edeceğinizi de biliyordum. Bugün size yolladığım gülleri çok önceden ısmarlamış, parasını da ödemişti eşiniz. Hep öyle yapardı zaten, hiç şansa bırakmazdı. Dosyamda talimat var. Bu çiçekleri size her yıl yollayacağım. Bir de özel kart vardı, kendi el yazısıyla. Bilmeniz gerek diye düşünüyorum. Ölümünden sonra çiçeklere iliştirmemi istediği kart..."
   Rose hıçkırıklar arasında teşekkür ederek telefonu kapattı. Parmakları titreyerek zarfı açtı..
" Merhaba gülüm" diye başlıyordu, kart.. " Bir yıldır ayrıyız. Umarım senin için çok zor olmamıştır. Yalnızlığınıı ve acılarını hissedebiliyorum. Giden sen, kalan ben olsaydım neler çekerdim kimbilir? Sevgi paylaşıldığında yaşamın tadına doyum olmuyor. Seni kelimelerle anlatılmayacak kadar çok sevdim. Harika bir eştin dostum, sevgilim benim... Sadece bir yıldır ayrıyız. Kendini bırakma. Ağlarken bile mutlu olmanı istiyorum. Onun için bundan sonraki yıllarda güller hep kapımızda olacak. Onları kucağına aldığında paylaştığımız mutluluğu ve kutsandığımızı düşün. Seni hep sevdim.. Her zaman da seveceğim. Ama yaşamalısın. Devam etmelisin. Lütfen..
Mutluluğu yeniden yakalamaya çalış. Kolay değil, biliyorum ama bir yolunu bulacağına eminim.

Güller, senin kapıyı açmadığın güne dek gelmeye devam edecek. O gün çiçekçi beş ayrı zamanda gelip kapıyı çalacak, eve dönüp dönmediğini kontrol edecek. Beşinciden sonra emin olarak gülleri ona verdiğim yeni adrese getirip seninle yeniden ve ebediyyen kavuştuğumuz yere bırakacak..
SENİ SEVİYORUM GÜLÜM..."



Alıntıdır..

Sevgilerimle






 

19 Aralık 2012 Çarşamba

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Hadi bakalım hayırlı olsuuuun... Bizim yakışıklı bugün ilk defa cezalıydı. Annesi doktor amcayla görüşmek için içeri girdiğinde gördüğü manzara pek de sevindirici değilmiş.. Yakışıklı olduğu kadar da haylaz olan paşamız, bir müddet(zaman söylememişler)kollar hazır ol vaziyette, bezin hizasında, hafifçe bağlı kalma cezasına uygun görülmüş... Suçu da, hortumları çıkarmak(entübe etmek), kendini aşağıya kaydırıp yatak bezinin toplanmasına sebep olmak... Üstüne üstlük bir de annesini üzdü yaaa... Koğuşta, bizim yakışıklıyla bir de karşısında ki küvez arkadaşı Emrullah en eski oldukları için koğuş ağası sayılırlar... Ona da arkasını dönme cezası vermişler, bizim yakışıklıya doğru dönmeyecek. Umarım bu haylazların cezaları bitmiştir, şimdi rahat uyuyorlardır... Biz biriktiriyoruz... Evine geldiğinde ona en büyük ceza, bütün sevgimizi vermek olacak....
 
 
 Dağlar Kızı Reyhan
Berk ' in Anneannesi